İdris Şahin: Deprem anında bile vatandaşını koruyabilecek ne denetim var, ne denetim, ne de devlet.
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Sözcüsü İdris Şahin, Hataylı depremzede bir annenin yazdığı mektubu okuyarak, “Hiçbir vatandaşımız bunu hak etmiyor. Türkiye her şeyin en iyisine layık ama bu depremde bile ne kontrol ne denetim var” dedi. Vatandaşına veriliyor. Devralabilecek bir güç var” dedi.
İdris Şahin, bugün DEVA Parti Genel Merkezi’nde yaptığı açıklamada, Hatay’ın deprem bölgesine bağlı Samandağ ilçesinde barınma sorunu yaşayan ve 7 katlı apartmanı yıkılan bir annenin yazdığı mektubu okudu. Şahin dedi ki:
“Bugün size depremden etkilenen bir annenin başından geçenleri anlatmak istiyorum. Acılı anne bana yazdığı bilgi notunda ve mektupta bakın ne diyor:
“AFAD’DAN KİMSE GELMEDİ, GÖNÜLLÜLERİN MALZEMESİ YOKTU”
‘Depremden sonra kendi ailemin can güvenliğini sağladıktan sonra Samandağ’a gittim. 7 katlı apartmanımız yıkıldı. Ailemden 10 kişi enkaz altında kaldı. AFAD ile görüştüm ama gelen olmadı. Gönüllü Mersin ekibi geldi ama malzemeleri yoktu. Yardım istediğimde kriz masası kuracaklarını söylediler. Söylediklerimi dinlemediler ve bir sonuç alamadık.
“BAŞIMIZI DAYAYACAĞIMIZ ÇADIR BİLE YOK”
2 gün sonra amcamı ailenin çabalarıyla enkazdan çıkardık. Babam da yaralandı. Depremin olduğu ilk günlerde kalabalık nedeniyle Hatay Devlet Hastanesi ve üniversite hastanesinde tedavi altına alınamadılar. Pansuman yapıldı ve ‘Elini kesme ihtimali var’ deyip gönderdiler. İki hastane çalışıyordu. Her iki hastaneye de gittiğimizde sedyeler yetmedi, ölüler kaldırımlara atıldı. Depremde tüm mal varlığımızı kaybettik. Kafamızı gömecek bir çadırımız bile yok.
“AFAD OTEL’E, OTEL AFAD’A GÖNDERİLDİ”
Daha dindar bir ortam olur düşüncesiyle ailemi bir otele yerleşmek amacıyla Antalya’ya götürdüm. Ücretsiz olarak kullanabilmemiz gerekiyordu. Kayıt olmak istediğimde otel görevlisi AFAD’ın otele yerleşmek için yazı vermesi gerektiğini söyledi. AFAD otele, oteli AFAD’a gönderdi. Ağrılı halimizde nereye başvuracağımızı bulamadık. Sonra bir tanışıklığımız vasıtasıyla başka bir otele yerleştik.
Evi taşımak istedik. Bir nakliye şirketi ile anlaştık. İzin konusunu çözmek istediğimizde Jandarma Özel Harekat’a gittik. “Görmedik, duymadık. ‘Git, ne istersen yap’ dediler.
” NAKLİYECİLER YÜKSEK MİKTARDA PARA İSTEDİ”
İlk kiraladığımız firma iki çalışan ve bir asansör için bizden 15 bin TL aldı. Yarım saat içinde yalnızca birkaç öğe indirdi. Bu sefer kalan eşyaların indirilmesi için başka bir firma ile anlaştık. Mersin’e de 26 bin TL istedi. Asansörü yoktu. Merdiven asansörü için 6 bin 500 TL ödedik ama asansörcü beklemedi. Bir merdiven asansörü daha bulduk, 3 bin 500 lira ödedik.
” MERSİN’DE 160 BİN LİRA KİRA PARA İSTENİYOR”
Sıkıntımız henüz bitmedi. Mersin’e yerleşmek zorunda kaldık. Bu kez ev kirası olarak yıllık 160 bin TL ücret istendi. Ancak pazarlık yaparak 140 bin TL’ye düşürdük ve bu eve kafamızı sokabilmek için peşin ödemek zorunda kaldık.
“KIZIMI HALA OKULA KAYDEDEMİYORUM”
Kızım Bahçeşehir Koleji’nde okuyordu. ‘Mersin’e misafir öğrenci alınacak’ dediler. Okul, “Kontenjan dolmuştur” yanıtını verdi. Okullar açılsa da hala kızımı okula yazdıramıyorum. Ancak sene başında Hatay Bahçeşehir Koleji’ne gelecek sene için 95 bin TL ödedim. Her şeyimizi cebimizden almaya devam ediyorlar. Ancak bu acı anında bile en ufak sorunumuz maalesef çözülmedi.
“8 KATA KADAR İMAR BİRİMİNE İZİN VERİLDİ”
Hatay’daki bu yıkımların sorumlusu sadece müteahhitler değil. Belediye başkanı olan imar birimi oturduğum Odabaşı Mahallesi’nde 3 kat yerine 8 kata kadar izin verdi. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile imara açılmaması gereken yerler de imara açıldı. Bu nedenle tek bir kusur aramayı düşünmüyorum.'”
Şahin, vatandaşın mektubunu okuduktan sonra, “Bunlar bir annenin elinden geldiği kadar yaşayıp bize anlattığı, aynı anda hepimizin başına gelebilecek Türkiye hikayeleri. sadece binası değil, dünyası da” Bunları hiçbir vatandaşımız hak etmiyor. Türkiye her şeyin en iyisine layık ama bu şok döneminde bile ne denetim ne denetim ne de vatandaşını koruyabilecek bir devlet var” dedi.
